11. Hukuk Dairesi 2015/4299 E. , 2015/11366 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2015
NUMARASI : 2014/73-2015/12

Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/01/2015 tarih ve 2014/73-2015/12 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:


Davacı vekili, müvekkilinin sektöründe köklü ve tanınmış bir şirket olduğunu, markalarının uzun süreli yoğun kullanımla tanınmış hale geldiğini ve davalı tarafından TPE’de tescillenmiş olan 2008/31003, 2008/31005 nolu 7, 12 ve 37. sınıfta yer alan “S s. ş.” ibareli markaların ilk yaratıcısı ve kullanıcısı olduğunu, gerek Dünya’da, gerekse Türkiye’de bu markalar üzerinde öncelik sahibi olduğunu, davalının kötüniyetle bu markaları tescillediğini, gerçek hak sahibi olan müvekkilinin önceliği de dikkate alınarak kayıtlarına tedbir konularak, sicilden terkin edilmelerini talep etmiştir.


Davalı vekili, müvekkili şirketin markaların tescilli sahibi olduğunu, ürünlerini Çin’de üreterek sattığını, benzer isimli bir firmanın Amerika’daki faaliyetinin hükümsüzlüğe sebep olmayacağını, kaldı ki, faaliyet gösterilen sektörlerin farklı olduğunu, markaların da ayırt edicilik taşıdığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.


Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı yanın markalar üzerinde önceye dayalı hak sahipliği bulunduğu ve davalının bu markaların adına tescilinin tercihinde haklı bir nedeni bulunmadığı, davalının, markayı taşıyan ürünleri Çin’den ithal ederek sattığına ilişkin beyanı karşısında, anılan her iki markanın başkasına aidiyetinin davalı bakımından bilindiği, davalının başkasına ait olduğunu bildiği bir markayı kötüniyeti nedeniyle sahip olmasının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.


Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın